Bu hafta bir bilim sınavına girdim. Sınav öncesi yaklaşık 1 saatlik bir ara oluşunca eğitimi, entelektüelliği yüksek insanlarla konuşma fırsatımız oldu. Konuşulanları dinlerken bir kavramın manasını bilmemenin nasıl tüm konuşmanın akışını bozduğuna şahit oldum. Satış, pazarlama, algı yönetimi, halkla ilişkiler diye ayrılabilecek örneklerin tümüne birden “satış” diyerek devam eden konuşmalar araya girmeme neden oldu. Yıllar önce pazarlama müdürü arayan firmalardan birine iş görüşmesine gittiğimde kapıda yazan “Pazarlamacılar giremez!” yazısı kadar önemliydi benim için bu konuşma.
Yazının devamı Macronomi Dergisi sf. 46-47’de..
http://macronomi.com/e-dergi-oku/book/4-agustos-sayi-2/1-e-dergi-2012?tmpl=component
pazarlamacı algısı bizim ülkemizde çok daha farklı bir boyutta algılanıyor, bu bakımdan bu makaleyi hem okumalı hemde başkalarının okumasını sağlamalıyız, teşekkürler