ManşetPazarlama

KAYRA ve Tesettür Giyim Markalarında Son Durum

kayra

Bir süre önce UKADER’in düzenlediği “Avrupa’da Müslüman Kadın İmajı ve Karşılıklı Algılamaların Türkiye’nin AB Üyelik Sürecine Etkileri” konulu kongresine katıldım. Programın sponsorları arasında son dönemde hazır giyimin parlayan markalarından biri olan KAYRA idi.

Özellikle tesettür giyimi tercih edenlere hitap eden KAYRA’nın kadın imajının konuşulduğu bir kongreye sponsor olmasını akıllıca buldum. Bazen markalar öyle alakasız yerlere sponsor oluyorlar ki, kurumsal imajlarını hiç önemsemediklerini hatta ciddiye almadıklarını düşünüyorum.

Aslında uzun zamandır yazmak istediğim ama bir türlü fırsat bulamadığım bir konuya bu vesile ile giriş yapayım. Yaklaşık 20 yıldır tesettür giyiniyorum. Üstümüze giyinecek adam akıllı bir şey bulamadığımız günlerden, kombin yapmaya başladığımız şu günlere tesettür giyim çok yol aldı. Bunda etkili olan ise müşteri istekleri olmadı ne yazık ki. Adeta tekelleşen ve ben ne üretirsem onu giyinmek zorundasın diyen, baskıcı markalar vardı. Öyle eminlerdi ki tesettürün kendi ürünleri olduğundan, taleplerimizi yıllarca göz ardı etmekten hiç çekinmediler. Ta ki, insanlar onlardan ürün almayı bırakana dek.

Bu giyimi tercih eden insanlar ya özel dikimle ya da farklı ürün kombinleriyle kendi yolunu çizmeye başladı. Farz edelim Mango’dan aldığı ceketin altına uzun gömlekler, Zara’dan aldığı pantolona tunikler yakıştıra takıştıra yeni bir tarz oluşturdu. Kendi içinden tasarımcılar çıkarmaya, kendi markalarını oluşturmaya bile başladı tesettür giyinenler. Gazete ve dergilerde tesettür giyime dair yazılar, fotoğraflar, ip uçları yazılmaya, çizilmeye başladı. Tüm bunlar aslında ciddi bir sektörün kendi kendini domine etmesi ile açığa çıktı.

Fakat ne yazık ki eski kafalı markalar o eskiliği bir türlü üzerinden atamadı. Orta Doğu’ya açıldılar ve satış sorunu olmadığı için ürünlerde revizyona gitmeye hiç ihtiyaç duymadılar. Üstüne ara ara kendileri dışındaki tesettür giyim firmalarına fırsat buldukça laf atıp, bu konuda tesettürün otoritesi olduklarını hatırlatmayı eksik etmediler. Biraz erkek egemen bu dil akıllanır mı bilinmez ama yeni, çeşitli, müşteriyi anlayan, dinleyen markalar filiz vermeye başladı.

Tüketiciler ve üreticiler bu çeşitlilikte kimi zaman tesettürü ıskalar gibi olsa da kendini çabuk toparladı. Kendime uygun bir pardesü bulabilmek için Kars’tan Erzurum’a gittiğimi, tüm aramalarımın sonucunda cebimdeki tüm paraya karşılık kiremit rengi koca vatkalı torba benzeri bir şey aldığım o günleri anımsayınca bugüne şükür diyorum:)

Aslında o kadar da zor değil. Hem modern, hem rahat, hem tesettür hem de şık ürünler, sadece tesettür giyim markalarının değil tüm markaların vitrinlerinde olmalı. Çünkü inanılmaz bir hedef kitle var ve buna öyle ya da böyle para harcıyorlar. Ne dersiniz, bu alana yatırım yapmaya değmez mi?

 

Comments (2)

  1. elinize sağlık çok güzel yazı

  2. Teşekkür ederim. Sizin sayfanızda pek hoş.

Comment here