Bir süredir 12 yaş altı çocukların İnternet alışkanlıklarını biraz hayret, biraz şaşkın bir şekilde gözlemliyorum. Cevaba (bilgiye demiyorum şimdilik) kolay erişebildikleri bir sünyanın içindeler. Akıllarına takılan her sorunun cevabı bir iki parmak hareketi ya da ses talimatıyla ekranlarında beliriyor. Rol modelleri, meslek seçimleri, düşünme ve konuşma biçimleri büyük oranda bu mecralarda şekilleniyor.
İnternette çekinerek soracağı soru yok. Çünkü karşısında bir insan yok. İnsana sormak zor olabilir ama Google’a sormak oldukça rahat ve kolay. Üstelik çoklu seçeneklerle cevabını alabiliyor. Metin, fotoğraf, video… Okuma yazma aşamasına geçmeyen beş yaşındaki yeğenim, sesli komutla ne isterse arıyor internette. Çevremde İlkokulda okuyan öğrencilerinin çoğunun Yuotube hesabı var. Youtuber olmak için erken yaşlar ama onlar yayın yapmak, dünya üstünde 8-10 yıldır biriktirdikleri tecrübeleri (!), herhangi bir konu hakkındaki fikirlerini bizlere aktarmak için yanıp tutuşuyorlar. Beğeni ve abone sayılarıyla yaşamlarını şekillendiriyorlar. Benimle konuşurken kanalına abone olmamı isteyen, birgün kanalından çok para kazanıp, kendisine şimdilik gülenlere, kim olduğunu göstermek isteyen çocuklarla tanışıyorum. Eğer konuşan çocuk dördüncü sınıfa gidiyorsa ve orada ondan daha küçük bir çocuk varsa, ben de Youtuber olacağım, diyerek büyük bir fırsatı kaçırmış, hayata gecikmiş gibi hayıflanıyor.
On yaşındaki bir çocuk legoları ile oynarken meraklı meraklı ona baktığımı görünce “Biliyor musun ben beş yaşındayken süper bir savaş plancısıydım” dedi. Legolarla inşa ettiği dünyada savaş yönetiyor, barış anlaşmalarına imza atıyor, hemen yanındaki arkadaşına da buna biraz daha çalışıp, yeni Youtube videolarında kullanmayı öneriyordu.
Sevimli mi sevimli Diana’nın 18 milyon abonesi var. Ne yapsa izleniyor derler ya, işte o ne yapsa izleniyor büyüsü bütün çocukları, gençleri sarmış durumda. Tabi işin bir de aile boyutu var. Yani bu çocuklar aileleri olmadan bu kadar büyümüyorlar elbette. Onların destekleri, reklam vb. süreçlerde riyasetleri onları bu kadar büyütüyor.
Eskiden olsa polis, öğretmen, doktor, gazeteci, avukat olmak istediğini söyleyen çocuklar artık Youtuber ya da fenomen olmak istiyor. Aslında bu konuda haklılık payları da var. Öyle Youtuber çocuklar var ki şirket gibi çalışıyor, milyon dolarlık gelirler elde ediyorlar. Jillian and Addie kardeşler gibi. İki milyona yaklaşan abonelerine oyuncak tanıtımı, oyunlar, skeçler sunan bu sevimli kızlar, muhtemelen birçok çocuğun olmak istediği yerdeler.
Oyuncaklarını tanıtarak başladığı yolculuğunu bugün altı milyon abone, 4 milyona yakın izlenme ile devam eden Evantube da bir başka ağzı açık bırakan örnek. 2011’de açtığı kanalında küçüçük bir çocukken şimdilerde büyümüş ve yeni kitlelerle yoluna hız kesmeden devam ediyor Evan.
Şimdi bu çocuklara bakarak pazarlamayı, reklamı, markayı yeniden inşa edecek profesyoneller. İşimiz zor:)
Comment here