Türkiye’nin AB’nin 50. yıl kutlamalarına davet edilmemesi üzerine bir açıklama yapan Abdullah Gül, “Bu konu zaten çok konuşuldu. Beni o kadar da ilgilendirmez. Kendi işimize bakıyoruz. Böyle şeylere takılmıyoruz. Yapmamız gereken çok işler var. Onlarla ilgileniyoruz.” şeklinde konuşup ardından da Türkiye’nin kendisini “pazarlamaya” ihtiyacı olmadığını ifade etmiş. Aslında, AB’ye ince bir gönderme yapmaya çalışan Gül’ün, bu cümle ile pazarlamayı hafife aldığını ve pazarlamayı hafife almanın hiçte iyi sonuçlar vermeyeceğini hatırlatmak isterim. Neyse ki, Başbakan pazarlamaya inanıyor.
Türkiye’nin Pazarlamaya İhtiyacı Yok mu?
4 Nisan 20070
İlgili Yazılar
1 Mayıs 20050
Türk Siyasi Tarihi – Kemal H. Karpat
Prof. Dr. Kemal H. Karpat, Türkiye'de hâl-i hazırda var olan siyasal sistemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminden başlayarak kendine has üslubuyla yaptığı dikkat çekici analizlerle anlatıyor.
Read More
1 Mayıs 20060
Kotler’den Inciler
Pazarlamanın amaci satisi gereksiz kilmaktir-Peter Drucker Kotler
Read More
Comment here