Genel

Saddam ölmemiş mi?

35’te Missisippi’de doğduğunda bu kadar ünleneceğini kimseler bilemezdi. 77’de kalp yetmezliği teşhisi ile aramızdan ayrılınca da ününe ün katacağını kimse bilemezdi. Öyle ki, ölümü ona yakıştıramadı hayranları. Sonra bir gün biri, bir yerlerde onu gördüğünü söyledi. Sonra söylenti öyle büyüdü ki, birçok insan onu görmeye başladı. Adına festivaller düzenlendi. Hayranları onun gibi giyinip, şarkılarını bir ağızdan söylediler. Albümleri ölümünden sonra da en çok satanlar arasına girmeyi başardı. Bir türlü unutulmadı ve en son bir efsane olup çıktı. Geride kalanlarına ise milyonlarca dolar kazandırmayı devam ettirmekte. Kim mi?

* * *
Daha özel TV kanalları ile tanışmamışız. Gazetelerde sansür gırla. Ama bir gazete var ki, sansür mansür hakgetire. Fısıltı Gazetesi. Diyordu ki bir sayısında;
“Sana yağlarının içinde domuz yağı var.” Sana yağını kimseler almaz oldu. Tam bir boykot idi. Kim görmüştü, gerçek miydi tahkik etmemiştik. Yine de ateş olmayan yerden duman çıkmaz, demiştik. Sana için kötü zamanlardı.

* * *
Böbrektaşı olanlar doktora gidiyordu. Doktora gidenler biracı oluyordu. Doktor önerdi diye, komşuoğlu Sinan Abi, öbür komşu Lalezar Hanım buzdolabına Efes-Niyeyse başka bira öneren doktor yoktu.- bira stoku yapıyordu. Böbrek ağrısı başka bir şeye benzemezdi. E şifanın da haramı olmazdı. Artık bira içenler böbrek hastasıydı. Efes muradına eriyor ve yeni bir şehir efsanesi doğuyordu.
* * *
Missisippi’de dünyaya gelmese de en az onun kadar efsane bir isim çıkacaktır Malatya’dan. Ağlama Bebeğim, Bahtiyar, Acılara Tutunmak, Saçlarına Yıldız Düşmüş Koparma Anne(Şafak Türküsü), Giderim derken, hakikaten gitmiş biri. Ama birgün birileri onu gördü-ğünü sandı-Üstelik ölümünden sonra albümleri de çıktı. Ölmüş olamazdı. Olsa osa bir şakaydı, birazdan uyanacak ateşi karıştıracak ve bir cigara tüttürecekti. Ölümü kabullenilir gibi değildi. Bir şehir efsanesi doğuyordu ve kasetleri satmakta, kartpostalları odaları süslemekteydi.
* * *

NASA’nın 1969’da Ay’a inen ilk insanlı araç Apollo 11’in görüntülerini kaybettiğini duyurmasının ardından ‘ABD Ay’a ayak basmadı’ spekülasyonları tekrar gündeme geldi.

‘Ay gerçeği’ adlı internet sitesinde yayınlanan videoda Ay’a ayak basma görüntülerinin bir film setinde hazırlandığı gösteriliyor. Video’nun yayınlanmasıyla internet sitesinin ziyaretçi sayısında patlama meydana geldiğini söyleyen yöneticiler, NASA yetkililerinin hâlâ daha kaybolan videoyla ilgili tatmin edici açıklamalar alamadıklarını belirtiyorlar. Ancak site ve müzedeki ziyaretçi trafiği birilerinin işine yaradı. İyi bir gelir getirdiğine kimsenin kuşkusu olmasın. Dikkat çekmekte cabası. Irak’a girdi diye gönül koyduğunuz ABD, bir zamanlar Ay’a ilk adımı atarak dünyayı yepyeni bir çağa taşımamış mıydı?
* * *
Normal bir ölüm ile ölse bile hayırla anılmayacak olan Saddam Hüseyin’in idam görüntüleri bayramımızı garipleştirdi. Niye bayramda, niye asılarak ve niye tüm dünyanın, çocukların gözleri önünde, dedik. Elimizden bir şey gelmedi. Dünyanın en iyi askerleri arasında kabul edilen 20.000 Cumhuriyet Muhafızı, Irak işgal edildiği gece 24 saatte nereye kaybolmuştu? Derken olan oldu. Birileri şunu fısıldamaya başladı bile. Asılan Saddam değildi. Dublörlerinden biriydi. Burada kim ne kazandı derseniz; idam görüntülerini dünyaya servis eden kanalların kazançlarına diyecek yoktur sanırım! Daha kimler neler kazandı o konu pazarlamayı da beni de aşar.

* * *
Belçika devlet televizyonu RTBF, yaptığı kurgu haberle siyaset ve medya dünyasını karıştırdı. Haberde, “ülkenin Flaman kesiminin bağımsızlık ilan ettiği” ve “Belçika devletinin öldüğü” flaş haber olarak duyuruldu.(15.12.06)
Kanalın, kurgu haberi uzun bir süre gerçekmiş gibi ve son derece ciddi bir yaklaşımla yansıtması insanların sokağa dökülmesine neden oldu.Ülkenin geleceğiyle ilgili tartışmaların yoğunlaştığı bir dönemde yapılan bu haberdeki kurgu, filmleri aratmayacak cinstendi. RTBF’nin senaryosu çerçevesinde, “Belçika Kralı’nın ülkeyi terk ederek Kongo’ya kaçtığı”, Kraliyet Sarayı önünden yapılan canlı yayınla aktarıldı. RTBF haberini, bu bölünme sonrasında NATO’nun alarma geçtiği, bazı bakanların kaçtığı, hava sahasının kapatıldığı gibi unsurlarla süsledi.
Peki böyle bir haberin kime ne faydası olabilirdi ki? Düşünün TRT böyle bir haberi verecek ve dünyanın tüm haber ağlarına düşen flaş haber, güvenilir bir kaynaktan geldiği için tüm dünyayaya servis edilecek! Niye?
Bunlar benim womm denilince aklıma gelen biraz uç örneklerdi. Diğer örnekler ve womm konusu Mart ayına dek epeyce konuşulacağa benzer.
Şimdi gelelim sadede. Şu en son satırdaki ” niye?” sorusuna vereceğiniz cevaplar ve ekleyeceğiniz bir womm örneği, sizi Mediacat’ın düzenleyeceği, WOMM Konferansı‘na ücretsiz götürebilir. Biletin kişi başı bedeli 400 USD olup, çok isteyipte gidemeyecek birisine nasip olsun isterim.
Cevaplarını eternalsushine@gmail.com adresine yollayan herkes-evet herkes- bir ödül kazanacak! Yani büyük ikramiye için olmasa bile ödül kazanmak için şansınız %100.

Comment here