Hepimiz biliriz ki, reklam dediğimiz şey, ilgi çekici, şaşırtıcı, özgün, en az bir kez kullanmaya yönlendirici, yaratıcı, ticari ve de inandırıcı olmak zorundadır. Öte yandan da reklamın hayal sattığını işitiriz hep. Peki hayal satmak üzere yola çıkan reklam, doğru reklam mıdır? Öyle ya, okullarda okutulan bir özelliğini verdik yukarıda; reklam inandırıcı olmak zorunda dedik. Bunu nasıl sağlamalıdır reklam? Gerçekle ne kadar yan yana yürümelidir? Ayakları yere ne kadar basmalıdır? Dünyanın bir numaralı reklam eleştirmeni Bob Garfield’ın, beş sene önce dergimize verdiği röportajda söylediği gibi, “Hayal satan reklam, gerçeği çarpıtan reklam” mıdır? “İyi reklam, hayal satan değil, gerçeği en albenili ve zevkle izlenebilir şekilde sergileyen reklam” mıdır? Sabunla mutlu olan, hatta mutluluktan havalara uçan kadınları gösteren reklamları çöpe mi atmalıdır?Dergimiz yazı işlerinin mail kutularına sürekli olan düşen postalar belirledi aslında bu sayımızın kapak konusunu. Birbiri ardına aldığımız “falanca reklamdaki mantık hatası” minvalinden mailler, bizleri harekete geçirdi.“Reklamdaki mantık hatalarını” ele alıp, bunların neden ve nasıl meydana geldiğini, böylesine büyük prodüksiyonlarda bu hataların nasıl gözden kaçtığını, ya da gerçekten gözden mi kaçtığını, bunların ürünü nasıl etkilediğini ve reklamverenin nasıl karşıladığını, tüketicide nasıl tepkiler yarattığını sorgulayalım istedik. Ve konuyu, reklam üzerine kafa yoran blogger’lara, akademisyenlere ve reklamcılara sorduk.
Reklamda ürüne, firmaya dikkat çekmek esastır. Ancak reklam ajansı dikkati başka yönlere kaydırırsa, istenen mesaj iletilememiş hatta daha kötüsü yanlış mesaj verilmiş olur. Kimi zaman sadece kreatif olunacak diye ajanslar bu merkezden kopabiliyorlar ve ortaya bazı mantık hataları -kimi zamanda mantıksızlıklar- çıkabiliyor. Reklam ajanslarının da, reklamverenlerinde pazarlama departmanları ile uyumlu ve kolkola yürütmesi gerekli bir çalışmadır reklam. Reklam ajanslarının da reklamverenlerinde bu hataları yapmasının bir nedeni de, eskilerin deyimi ile ülfet peyda etmiş.Mesela, kolestrol sıkıntısı olduğunu her yerde dile getiren şov adamı Beyaz’ın Aytaç reklamlarında olmasını hiç anlamlandıramamışımdır. Hele Panayır diye bir Aytaç reklamı vardır ki, mantık hatası kısmını bulmak için ince bir çabaya bile gerek yok. O kadar belirgin bir hatadır bence. “Aytaç, günlük hayatın vazgeçilmez lezzeti” diyorlar. Sanki günlük hayatımız panayırda geçiyormuş gibi.
Comment here