Marketingist Fuarı bitti. Ben de çok yoruldum. Hem TÜYAP’ın uzaklığı hem Ramazan’ın etkisi derken, işbaşı yaptım. Türkiye’de “Pazarlamacılar Giremez” mantiğının karşısına “Marketingist: Pazarlamaya Açılan Kapı” can simidi ile çıkılalı çok olmadı. Her yıl daha bir gelişen fuar, seneye bakalım neler sunacak bizlere.
———-
Şuan yazı yazacak durumda değilim ama daha önce Marketing Türkiye Dergisi için yazdığım ve küçük bir kısmının yayınladığı yazımın tam içeriğini buraya zerkedeyim. İyi okumalar ve yorumlarınızı beklerim. Konu, hepimizin konusu. Ben kendi penceremden ancak bu kadar bakabildim.
“Türk insanı muazzam üretkendir. Sürekli yeni şeyler üretir, icatlar yapar, keşif ehlidir. Ama fikrinin, icadının, tasarımının ardına düşmeyi sevmez. Filmlere replik olan şu cümle ile yetinir çok defa;
“Şerefsizim benim aklıma gelmişti.” Yahut;
“İyi de, ben sadece aklıma geleni söyledim. Akıllı adam almış ve işi sonuca bağlamış. Ne diyebilirim ki, “helal olsun”dan başka?” ile avunur. Bazen de;
“Bu fikir, tasarım, icat..vs bana aitti ama birileri aşırdı ve beni safdışı bıraktı.” deyip işi öğrenilmiş çaresizliğin kollarına atar.
Fikrin kıymetini takdir edemediğimiz aşikar. Tasarımınsa fuzuli göründüğü, son birkaç yıldır telaffuz edildiği bir gerçek. Hal böyle olunca, etrafımız birbirini anımsatan, benzer, tıpatıp aynı ürün ve hizmetlerden geçilmez olmuş durumda. Biri bir şey yapar ve tutarsa, başka birileri de aynı şeyi, tek kuruş katkı yapmadan yapmaya başlıyor. Üstelik bu işi yapanlar, üretmenin ne demek olduğunu ve o sancıyı bilmeyecek insanlar da, firmalar da değil. Ciddi bir kısır döngü içinde, birileri küçücük-inanın küçücük- farklar ile üste çıkıyor. TV’ye bakılınca bu durum çok iyi görünüyor. Diziler, programlar, reklamlar, haberler…birbirinin aynı neredeyse. Temizlik ürünleri reklamlarına baktığımda hep aynı şeyi görüyorum. Son 2 haftadır kullandığım deterjanı Persil diye kullanıyordum. Dün fark ettim ki, Peri diye bir markayı kullanıyormuşum. Renkler aynı, ambalaj aynı. Bir tek fiyat faklı ki, onu da toplu alışveriş yapınca gözden kaçırmış olmalıyım.
Yaptığım iş gereği hergün onlarca broşür ile hemhal oluyorum. İnanın binlerce broşürün içinde farklı olan ya 1 ya 2 tane. Farklı olanlardan birini elime aldım ve firmasını aradım. Tebrik ettim. Ancak inanılmaz bir hızla güzel fikirler kopyalanıyor ve aynısı ile ortalıkta arz-ı endam ediliyor. “Bak biz de yaptık” a varıyor iş. Varmasaydı bu kadar hızlı bir patlama yaşar mıydı patent firmaları?
Ben bunları diyorum diye, birilerinin kendini kasıp fark yaratmak derdine gireceğinden çok umutlu değilim ama olur da birileri fark atmak derdine düşerse, uzağa gitmeye gerek yok. İnsanlara fikirlerini sorun ve fikri ödüllendirin. Gerisi kendiliğinden gelir.”
Comment here