Site icon Pazarlamaca.co

Türkiye’de Belgeselin Magazin Kadar Değeri Yok mu?

Bugün Ahmet Turan Alkan hocamın köşe yazısını okudum ve ufak bir araştırma yaptım. Türkiye’de belgesellere ilgi neden az? Hocamın dediği gibi meraksızlıktan mı, ilgisizlikten mi, bilgiye tok oluştan mı, ben de bilemedim doğrusu. 

Türkiye’de belgeselin geçmişine indiğimde ilk defa sinemotoğrafın saraya girişinin, basiret insanı II. Aldülhamit döneminde olduğunu gördüm. 1922’ye dek ülkemizde belgeseller devlet elinde imiş. Bu tarihten sonra özel sektöre geçmiş. İlk belgesel olma şanı, 1914’te Ayastefanos’taki Rus anıtının yıkılışını anlatan Fuat Uzkınay tarafından çekilmiş. Genellikle savaş, askerlik konulu belgesellerin hakim olduğu yıllar sürüp gitmiş. Ta ki 1968’de Yapı Kredi Bankası “Ebru” belgeselini çekene dek. Bu film Milano Fuarı’nda, turizm dalında ödül almış. 
1968’de Genç Sinema Hareketi filizleniyor fakat 70’lerin sonunda iyice politize oluyor bu hareket. Ancak o hareketten Yılmaz Güney ekolü beliriyor ve bu ekolü takiben Ömer Kavur, Erden Kıral, Ali Özgentürk gibi yönetmenler boy veriyor. 
Sinema filmelerindeki artışa rağmen belgesel filmlerine ilgi gerekenin hep çok altında kalıyor. Son 1 ayda vizyona giren Türk filmi sayısının yabancı filmlerden fazla olduğunu görüyoruz. Yeşilçam Holywood’a ilk defa bu kadar fark atıyor. 
İmdiii,
Büyük çok büyük şirketlerimiz 68’de Yapı Kredi’nin yaptığı gibi belgesele el atsa nasıl olur? Ülkemize ait değerleri güçlü prodüksiyonlarla belgelemek, hem yurt içinde hem yutdışında alkış ve itibar getirmez mi? 
Cumartesi teşekkürü;
1) Ahmet Turan Alkan Hocam’a
2) İz TV’ye.
Exit mobile version